Limited şirket ortaklar kurulu karanının sahteliğinin tespiti davası
13.03.2023

Limited şirket ortaklar kurulu karanının sahteliğinin tespiti davası

LİMİTED ŞİRKET ORTAKLAR KURULU KARARININ

SAHTELİĞİNİN TESPİTİ DAVASI

Davanın anahtarları:

HMK m.106 – Tespit davası

TTK m.573 v.d. – Limited şirket

HMK m. 279 – Bilirkişi açıklamalarının tespiti va rapor

ÖZET

İşbu bilgi notunun konusu; müvekkile ve eşine ait imzalar başka kişilerce kullanılarak düzenlenen ve tescil edilen şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararının sahteliğinin tespitine ilişkin bir tespit davasıdır. Davalı olarak şirket gösterilmiştir. Söz konusu tespit davamızda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi ise yetkili mahkemedir. Tarafımızca takip edilen hukuki süreç sonunda davamızın kabulüne karar verilerek, ortaklar kurulu kararının sahteliğinin tespit edilmesini sağlayan dava süreci şu şekilde vuku bulmuştur:

DETAY

Müvekkil ve eşi bir limited şirketin ortakları konumunda idiler. Şirketin hisse dağılımı %99 müvekkilin eşine, %1 müvekkile ait olacak kuruluş aşamasında belirlenmiştir. Aynı zamanda müvekkil, şirketi ilzam ve temsile yetkili müdürlük görevini icra etmekteydi. Söz konusu limited şirket hisse devir kararı ile birlikte; %99 hissesine sahip olan müvekkilin eşi, hissesini bir başka kişiye devretmiş ve müvekkil müdürlük görevinden istifa ederek şirketi ilzam ve temsil yetkisinin sona erdirildiğine ilişkin ortaklar kurulu kararı alınarak, noterde tasdik edilmiştir. Ancak hisse devir sözleşmesi Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edilmemiştir. Söz konusu kararın tescil edilmemesi nedeniyle müvekkil halen Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde şirket müdürü olarak gözükmektedir.

Bu durumu bilen kötü niyetli kişiler tarafından, müvekkil adına ve hisselerini devreden eşi adına sahte imza atılmak suretiyle şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararı alınarak, noterde tasdik işleminden sonra, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tescil ettirilmiştir. Söz konusu karara müvekkil ve eşi imza atmamış olsa da bazı kişilerce atılan sahte imzalarla karar tescil ettirilmiştir. Bu kapsamda, tarafımızca Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bir tespit davası açılarak, noterde tescil edilen hisse devir kararı ve hisse devir sözleşmesi ile sahteliği tespit edilmek istenen şirket adresinin değiştirilmesi kararı mahkemeye sunulmuştur. Talebimiz üzerine mahkemece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin tescil bilgileri istenmiştir.

Sahteliğinin tespitini istediğimiz şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararında yer alan imzaların müvekkil ve eşine ait olmadığı tarafımızca dilekçeler aşamasında ve duruşma beyanlarında açıkça ortaya konmuş olup, bu hususta bir grafoloji uzmanı tarafından imzaların aynı elden çıkıp çıkmadığının belirlenmesi için bir bilirkişi raporu alınması talep edilmiştir. Uzman bir bilirkişi tarafından yapılacak imza incelemesi dışında imzanın müvekkile ait olmadığının ispatı oldukça zordur. Mahkemece imza örneklerinin alınma usulüne uygun müvekkilin “oturarak sağ el, oturarak sol el, ayakta sol el, ayakta sağ el” olmak üzere imza örneği alınarak, imza incelemesi tutanağı düzenlenmiştir. Grafoloji uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; inceleme konusu olan imzanın müvekkilin el ürünü olmadığı, imza örnekleri karşılaştırıldığında aralarında doğal varyasyon olarak değerlendirilemeyecek nitelikte farklılıklar bulunduğu, kalem yürüte özelliği ve sonlandırma alışkanlığı itibariyle aralarında belirgin farklılıklar görüldüğü ve neticeten şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin kararın sahteliği açıkça tespit edilmiştir. Bu hususta, bilirkişi raporuna karşı beyanlarımızı içeren bir dilekçe tarafımızca mahkemeye sunulmuştur.

Sonuç olarak Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığının gerekçeli kararı ile birlikte, bilirkişi raporunda yer alan tespitler dikkate alınarak şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararında müvekkil adına kayıtlı imzanın, müvekkile ait olmadığı ve ilgili kararın sahte olduğu kanaatine varılarak davamızın kabulüne karar verilmiştir. Bununla birlikte, yargılama gider, masrafları ve vekalet ücretinin de davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere, dosyanın niteliğine uygun bilirkişi raporunun istenilmesi ve açıklayıcı dilekçeler silsilesinin sürdürülmesi ile müvekkile ait olmayan imzalarla düzenlenen ortaklar kurulu kararının sahteliğinin tespiti yönünde başarılı bir dava süreci yürütülmüştür. Özellikle Şirketler Hukuku alanında sahte imzalarla usule uygun olmayan şekilde düzenlenen kararlara sık rastlanılmakta olup, bu tür olaylarda imza örneklerinin alınması neticesinde grafoloji uzmanı bilirkişiye ilgili incelemelerin yaptırılması, kararın sahteliğini itespit ettirmek açısından büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda, hukuk sistemimiz sahte imzalarla düzenlenen kararların kişiler üzerinde bağlayıcı ve sorumluluk kazandırıcı bir nitelik doğurmaması adına tespit davası açılabilmesi suretiyle vatandaşlara güvence sağlanmasını garanti etmektedir.