MİRAS HAKKINDAN DOĞAN TAŞINMAZIN ALIM- SATIMINDAN KAYNAKLI ALACAK DAVASI
Davanın anahtarları:
TMK m.701 - Elbirliği mülkiyeti
HMK m.169 - İsticvap
HMK m. 199 – Belge
HMK m. 202 – Delil başlangıcı
ÖZET
İşbu bilgi notunun konusu; kardeş olan müvekkil ve davalının, müteveffa annelerinden kalan miras hakkından doğan taşınmazın alım-satımından kaynaklanan ve müvekkile payı çerçevesinde verilmeyen hakkından doğan alacak davasıdır. Söz konusu alacak davamızda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, taşınmazın bulunduğu yer ise yetkili mahkemedir. Tarafımızca takip edilen hukuki süreç sonunda davamızın kabulüne karar verilmiştir ve müvekkilin alacağına kavuşmasını sağlayan dava süreci şu şekilde vuku bulmuştur:
DETAY
Müvekkil ile davalı kardeş olup, müteveffa annelerinden miras olarak taşınmaz üzerinde ilgili TMK m.701 uyarınca elbirliği mülkiyeti kapsamında malik idiler. Dava sürecinden evvel müvekkil, Türkiye’de bulunmaması sebebiyle söz konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilebilmesi adına davalı ağabeyine vekaletname vermiştir. Davalı, söz konusu vekaletname ile annelerinden miras kalan taşınmazın satışını gerçekleştirmiştir.
HMK m.199 uyarınca “belge” olarak kabul edilen ve HMK m.202 uyarınca “yazılı delil başlangıcı” olan dosyaya delil olarak sunduğumuz Whatsapp mesajlaşma kayıtlarına göre, davalı taşınmazın 200.000,00 TL’ye satıldığını ifade etmiştir. Taşınmazı satın alan kişinin satış bedelinin 200.000,00 TL’sini kredi çekerek almasından dolayı bu miktar yarı yarıya 100.000,00 TL olarak müvekkil ve davalının hesaplarına gönderilmiştir. Müvekkil, bu miktarın 90.000,00 TL’lik kısmını, borsada değerlendireceğini ve geri ödeyeceğini söylemesi üzerine davalı ağabeyine göndermiştir. Sonuç olarak miras payından doğan taşınmazın satışından kaynaklı müvekkilin uhdesinde toplam 10.000,00 TL kalmıştır. Ancak müvekkil, yapmış olduğu araştırma neticesinde evin gerçek değerinin 200.000,00 TL olmadığını, daha yüksek miktara satıldığını öğrenmiştir. Bu doğrultuda da müvekkil yasal hakkı olan miras payından kaynaklı alacağına ilişkin hukuki mücadeleye başlamıştır. Bu noktada tarafımızca dosyaya Tapu kaydı, Whatsapp mesajlaşma kayıtları, ilgili dekontlar, taşınmazın satışına ilişkin resmi senet gibi etkili deliller sunulmuştur.
Olayda, evin gerçek satış bedelinin belirlenmesi ve müvekkilin miras hakkından doğan payını alamamış olması uyuşmazlığın temelini oluşturmaktadır. Tarafımızca evin gerçek satış bedelinin belirlenebilmesi adına davalının, evin satış tarihinden bir ay öncesi ve bir ay sonrasını içeren banka hesap dökümlerinin istenmesi mahkemeden talep edilmiştir. Bu kapsamda mahkemeye ilgili banka tarafından müvekkilin hesap dökümleri sunulmuştur. İlgili hesap dökümlerinde davalının hesabına ‘konut bedeli’ açıklamasıyla 300.000,00 TL ve ‘konut alım-satım bedeli’ açıklamasıyla 100.000,00 TL gönderilmiş olup, taşınmazı satın alan kişi tarafından müvekkilin hesabına gönderilen 100.000,00 TL de dikkate alındığında evin toplamda 500.000,00 TL’ye satıldığı tespit olunmuştur. Bununla birlikte, duruşmada davalının isticvabına karar verilmiş olup, davalı taraf dosyaya sunmuş olduğumuz Whatsapp yazışmalarının kendisine ait olduğunu, kendi hesabına yatan 400.000,00 TL ve müvekkilin hesabına yatan 100.000,00 TL’nin evin satış bedeli olduğunu, evin satışından kalan miktarı müvekkile göndermediğini, borsada değerlendirdiğini ama kaybettiğini, müvekkile parayı iade edemediğini beyan ederek netice olarak, müvekkilin miras hakkından doğan payını vermediğini açıkça ikrar etmiştir. İsticvap HMK m.169 v.d. maddelerinde düzenlenen Tahkikat ve Tahkikat Sırasındaki Özel Durum başlığı altındadır ve dava tarafı olan kişinin yemin verdirilmeden kendi aleyhine olan hususlarda hakim tarafından sorgulanması, dinlenmesidir.
Ortaya çıkan durumda, taşınmazın toplam satış bedeli olan 500.000,00 TL’nin yarısı olan 250.000,00 TL müvekkilin miras hakkı payıdır. Müvekkilin miras hakkının, 5.000,00 TL’lik kısmı müvekkilin uhdesinde bulunmakta olup, müvekkilin alması gereken miktar 245.000,00 TL’dir. Bu kapsamda mahkeme, banka hesap dökümleri, Whatsapp konuşma kayıtları ve isticvap gibi delilleri dikkate alarak davanın kabulüne karar vermiş olup, 245.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar vermiştir. Bununla birlikte tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere, etkili ve doğru delillerin sunulması ile açıklayıcı dilekçeler silsilesinin sürdürülmesi ile müvekkilin hakkı olan alacak miktarını alması yönünde başarılı bir dava süreci yürütülmüştür. Ülkemizde miras hakkından doğan payların gasp edilmeye çalışılması, özellikle kız kardeşlere miras hakkından pay verilmemesi gibi çağ dışı hadiselerle oldukça sık karşılaşılmaktadır. Bu kapsamda, hukuk sistemimiz mirasçıların miras hakkından kanuni paya sahip olmalarını kabul etmekte olup, yargılama süreçlerinde hakkı gasp edilen mirasçıların da miras haklarını da hukuki süreç ile kavuşabilme hakkını savunmaktadır.