Tahliye emrinin iptaline yönelik şikayet davası
13.03.2023

Tahliye emrinin iptaline yönelik şikayet davası

TAHLİYE EMRİNİN İPTALİNE YÖNELİK ŞİKAYET DAVASI

Davanın anahtarları:

İİK m.135/2 – Tescil için tapuya tebliğ ve zorla çıkarma

HMK m.199 – Belge

TBK m.299 v.d. – Kira sözleşmesi

ÖZET

İşbu bilgi notunun konusu; müvekkilin kira ilişkisi kapsamında ikamet ettiği taşınmazın satılarak, bir limited şirkete ihale edilmesi sonucunda müvekkile gönderilen tahliye emrinin iptaline yönelik şikayet davasıdır. Söz konusu şikayet davamızda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup, tahliye emrini gönderen satış memurluğunun bulunduğu yer ise yetkili mahkemedir. Tarafımızca takip edilen hukuki süreç sonunda şikayetimizin kabulüne karar verilerek, tahliye emrinin iptal edilmesini sağlayan dava süreci şu şekilde vuku bulmuştur:

DETAY

Müvekkil, eşi ve çocukları ile birlikte dava konusu taşınmazda, noterde tescil edilmiş kira sözleşmesine dayanarak iki yılı aşkın süredir ikamet etmektedirler. Müvekkil, kira bedelleri ve taşınmazın bulunduğu site yönetimine ait aidat bedellerini de düzenli bir şekilde zamanında ödeyerek yükümlülüklerini layıkıyla yerine getirmektedir. Bununla birlikte müvekkil, taşınmaza taşındığı anda derhal elektrik ve doğalgaz aboneliğini üzerine alarak, kendisi adına doğal gaz uygunluk belgesi de düzenlenmiştir.

Söz konusu hususlara rağmen, yapılan ihale sonucu satılan taşınmaz, bir limited şirkete ihale edilmiş ve yapılan ihale kesinleşmiştir. Taşınmazın bulunduğu yerdeki Satış Memurluğu tarafından müvekkile gönderilen tahliye emrinde; “alıcı tarafından taşınmazın kendisine teslimi talep edilmiş olup, taşınmazın halen müvekkil tarafından kullanıldığının tespit edildiği ve tahliye emrinin müvekkile tebliğ tarihinden itibaren 15 (on beş) gün içerisinde taşınmazın tahliye edilerek, taşınmazın anahtarının satış memurluğuna veya alıcıya teslim edilmesi, tahliye edilmediği ve anahtarlar teslim edilmediği takdirde taşınmazdan zorla çıkartılarak taşınmazın alıcıya teslim edileceği” ihtaren bildirilmiştir.

Müvekkilin işbu tahliye emrini alıp bize başvurması itibariyle tahliye emrinin müvekkile tebliğ tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içinde tarafımızca ilgili Satış Memurluğu’nun bağlı olduğu Sulh Hukuk Mahkemesine tahliye emrinin iptali için şikayet davası açılmıştır. İlgili mahkemeye öncelikle tahliye işleminin durdurulması ve şikayetimizin kabulü talepli şikayet davası açıldıktan sonra, mahkeme hızlı bir şekilde dava neticeleninceye kadar tahliye işleminin durdurulması için icranın geri bırakılmasına tedbiren karar vermiştir. Söz konusu karar ilgili Satış Memurluğu’na derhal bildirilmiştir. Tedbiren tahliye işleminin durdurulması kararı bu neviden davalarda alınmazsa taşınmazın tahliye süreci başlayabilmektedir.

Tarafımızca sunulan dava dilekçesinde; İcra İflas Kanunu’nun 135. maddesinin 2. fıkrası uyarınca müvekkilin noter onaylı kira sözleşmesi ile hacizden evvelki bir tarihte resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak taşınmazı kullandığından, müvekkilin doğal gaz ve elektrik aboneliklerini üzerine alma, site aidatını ödeme, kira bedelini ödeme gibi tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğinden bahsedilerek, söz konusu taşınmazda ailesiyle birlikte ikamet ettiğinden bahisle öncelikle tahliye emrine ilişkin icranın geri bırakılmasına, akabinde şikayet davamızın kabulü ile tahliye emrinin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Bu kapsamda, dava dosyasına kira ve site aidatı ödeme dekontları, doğal gaz ve elektrik aboneliği belgeleri, noter onaylı kira sözleşmesi gibi delil niteliği taşıyan tüm belgeler sunulmuştur.

Tahliye emrinin iptaline ilişkin şikayet davalarında, öncelikle tahliye emrine ilişkin icranın geri bırakılmasının talep edilmesi büyük önem arz etmektedir. Aksi halde, davamız kabul olacaksa bile yargılama süreci sonuçlanmadan tahliye emrinin icrasına başlanabilmektedir.

Diğer yandan, dava dilekçemizde ve duruşmada yaptığımız beyanlarda; müvekkilin günümüz ekonomik şartlarında evinden taşınması ve yeni bir konut bulmasının zorluğundan, çocuklarının sınav senesinde olması sebebiyle üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanmak amacıyla dava konusu taşınmazın yakınlarında bir okulda ve dershanede eğitim görüyor oluşu, çocuklarının başka bir okula naklinin yapılmasının maddi ve manevi zorluklarından ve çocukları psikolojik açıdan olumsuz etkileyeceğinden bahsedilmiştir.

Bu kapsamda, dava dilekçemizin sunulması akabinde duruşma gününden evvel düzenlenen tensip tutanağında, talepte bulunduğumuz üzere icranın geri bırakılması talebinin kabulüne karar verilmiştir. Sonrasında yapılan duruşmada; müvekkilin hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanarak söz konusu taşınmazda ikamet ettiği saptanarak, tarafımızın şikayetinin kabulüne, yargılama giderlerinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere, dosyanın niteliğine uygun delillerin sunulması ve açıklayıcı dilekçeler ile dava konusu olayda maddi gerçeğe ulaşılması sonrasında müvekkile yöneltilen tahliye emrinin iptaline ilişkin başarılı bir dava süreci yürütülmüştür. İİK 135/2 kapsamında düzenlenen tahliye emrinin iptalinin sağlanabilmesi için hacizden evvelki bir tarihte düzenlenen kira sözleşmesinin resmi bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Ülkemizde kira ilişkilerinde taraflar, kira sözleşmesini resmi bir şekilde yapmaktan ziyade adi yazılı şekilde yapma eğilimindedirler. Ancak resmi şekilde yapılan kira sözleşmelerinin önemi bu şekilde gerçekleşen olaylarda ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda hukuk sistemimiz, hacizden evvelki bir tarihte resmi bir belgeye dayanarak ispat edilen haklı işgale karşı, tahliye emrinin iptal edilmesi suretiyle kiracılara güvence sağlamaktadır.